Son semâvî kitab-ı mukaddes Kur’an-ı Kerim’in indirildiği gecedir. Levh-i Mahfuz’dan dünya semasındaki Beytü’l-İzzet’e toptan, oradan da yeryüzüne parça parça ilk defa indirilmeye başladığı, Cebrail’in Hz. Muhammed’e (sas) ilk vahiy ile birlikte peygamberlik vazifesini getirip tebliğ ettiği kutsal gecedir, denilmiştir. Kur’an’ın 97. suresi, Kadir suresidir ve bu gecenin faziletinden bahseder. Surede Kur’an’ın indiği Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilir.
Vahyedilen ilk âyetler , Alak suresinin “İkra! Oku!” emriyle başlayan ilk beş ayet-i kerimesidir: “Oku! Yaratan Rabbinin adıyla. O ki insanı yapışkan bir hücreden yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediklerini öğretendir.” Hakkında kendi ismiyle müstakil sure indirilen tek gece, Kur’an’da açıkça ismi konularak zikredilen yeğane gece, Kadir gecesidir. Bu istisna, bu ayrıcalık ve farklılık, onun fâikiyet ve faziletini ortaya koymaya yeter.
İlk vahyin, 610 yılı Ramazan ayının 17’si Pazartesi gecesi nâzil olduğu bilinmektedir, meşhur olan budur. Her yıl yer değiştirdiği için, Kadir gecesinin tam vakti ise kesin olarak bildirilmemiştir. Değişme periyodu da gizli bırakılmıştır. Fakat ekserî âlimler, hadis-i şeriflerin delâletinden Ramazan ayının 17, 19, 21, 23, 25, 27 ve 29. gecelerinden birisi, ekseriyetle de 27. gecesi olduğunu kabul etmiş olup hemen hemen bütün İslâm âlemi de bu geceyi benimsemiştir. Bununla beraber başka gecelerde olma ihtimali de vardır ki yeri geldiğikçe bahsedilecektir.
Kadir gecesinin mahiyeti ile alakalı temel altı hakikat: Kadir gecesini Kadir gecesi yapan hususiyet ve faziletlerin en önemlileri, Kadir suresinde zikredilmiştir, diğerleri de bazı hadisi-i şerif ve âsâr ile haber verilmiştir. Kadir gecesinin mahiyeti ile alakalı temel hakikatlerden bazıları şunlardır:
1. Kur’ân-ı Kerîm, Levh-i Mahfuz’dan dünya semasındaki Beytü’l-İzzet’e topyekün olarak Kadir gecesinde indirilmiştir. Kur’ân’dan ilk vahiy olarak Alak sûresinin ilk beş âyeti de yine Kadir gecesinde nâzil olmuştur. Bu gecede hidayet rehberi olan Kur’an, Resul-i Ekrem (sav) vasıtası ile en hayırlı ümmete gönderilmiştir. Bu kitabın indirilmesi, insanlık için kainatta cereyan eden en önemli hadisedir.
2. Bu gecedeki ibadet, içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin ayda yapılan ibadetten daha faziletlidir.
3. Gelecek bir seneye kadar cereyan edecek olan her türlü emirler ve hadiseler Allah Teâlâ’nın ezelî kaza ve takdiri ile ilgili meleklere bu gece bildirilir. Abdullah İbn-i Abbas (ra) ve İmam-ı Ebu’l-Hattab el-Basri’ye göre; bu gecede, gelecek seneye kadar cereyan edecek her türlü önemli hadiseler hakkındaki Allahu Teala (cc)’nın ezeli kaza ve takdiri, ilgili meleklere tebliğ olunur.
4. İmam Sehl b. Abdullah, "Allahu Teala (cc), bu gece mü’min kullarına rahmet ve mağfiretini takdir eder." buyurmuştur.
5. Bu gecede yeryüzüne Ruh (Cebrail) ve çok sayıda melek iner. İmam Halil b. Ahmed, "Bu gecede yeryüzüne o kadar çok melek iner ki, adeta yeryüzü meleklere daralır." diyerek, meleklerin bu faaliyetleri sebebiyle kadr-ü kıymetinin ortaya çıktığını belirtmiştir.
6. Bu gece tanyerinin ağarmasına (imsak vaktine) kadar selamdır, esenliktir; her türlü kötülükten uzaklaştırılmıştır. Yeryüzüne inen melekler uğradıkları her mü’mine selam verirler.
Kadir gecesinin kadrini bilmek için önce ne olduğunu bilmek gerektir. Kadir gecesi, mübarek gecelerin en üstünüdür ve “Gecelerin Sultanı” olarak namlanmıştır. Kadir gecesi Kur’an gecesidir, Bedir gecesidir, Mele-i A’lanın toplantı gecesidir, göklerötesinde Ruhaniyetin oluştuğu gecedir.
İbn-i Receb el-Hanbelî’in belirttiği gibi: Ramazan ayının, günahlara keffaret olmasının ve bağışlanmanın sebebleri temelde üç tanedir: 1. Ramazan orucu, gecelerini kıyamla geçirmek ve Kadir gecesini ihya etmek. Bazı eserlerde Hz. Ali Kadir gecesi şehid edildi, diye geçmektedir. İslam’ın ruhî hayatı denilen tasavvufî ifadesiyle: Kadir gecesi, fenâ-yı Zat’a mazhariyetin zevkedildiği gecedir. Kadir gecesi Hz. Muhammed ve ümmetine mahsus kılınmış, diğer peygamber ve ümmetlerine nasip edilmemiş özel bir gecedir. Kadir Gecesi, Müslümanların yıllık üçüncü bayramıdır denilmiştir.
Leyâl-i Mübâreke-i Hamse “Beş mübarek gece” (yani dinî kandiller) içerisinde doğrudan Kur’an-ı Kerim’de hâiz olduğu sûre ile haklı ve hakikatli bir mevkiye sahip olan Kadir gecesi, müslümanların gönül dünyalarında da, hatta en zayıf imanlı ve amelsizlerine kadar, derin bir etkiye sahiptir. Kadir gecesi, din ü diyaneti terketmiş talihsizlerin bile ruhlarının çok derinliklerinde hep varlığını içten içe devam ettirmiştir. Kadir gecesi doğanlara Kadir, Kadriye, yahut Abdülkadir ismi konulması halk arasında meşhur olmuştur.
Kadir gecesinin fâikiyetini gösterir bir yaklaşım: Kadir gecesi olsun, sair mübarek vakitler olsun, farklılığını ve fâikiyetini şöyle bir yaklaşım ile anlamamız daha kolay olacaktır: “Birtakım zamanlarda mesai yapanlara, normal zamanların birkaç katı fazla ücret verilir. Bazı olayların yıldönümleri ikramiye günleridir. Bazı krallar tahta çıkışları ya da işbaşına gelince cülus bahşişi dağıtırlar. Bazan genel af ilân edilir ve çok büyük cezalar dahi bağışlanır. Bazı pazar, panayır ve yerlerde yüzdeyüzleri çok âşan kârlar sağlanır... Bütün bunlar bizim Kadir Gecesi gibi zamanları anlamamızda sadece bir fikir verebilirler. Çünkü o gecenin sahibi Sânî’dir, Cevvâd’dır, Kerim’dir, Gaffâr’dır... O’nun hazinesi, cömertligi, keremi, bağışlaması başkalarınınkine benzemez. O, insanlara göre ne kadar büyükse, O’nun bahşişi ve affı da onlanrinkine göre o kadar büyüktür. Hazineler O’nun olduğuna göre, kime ne kadar vereceğini de O bilir. İşte Kadir Gecesi, O’nun Muhammed Ümmetine bir bahşişi, bir genel af ilanı ve bir ikramiyesidir. Bu, ayrıca Allah (cc)’in kullarına ne kadar acıdığını ve kurtuluşlarını nasıl istediğini de gösterir.”
Eğer cennetten bir adam çıksa, ve bütün dünya ehli de ona misafir olmak isterse o hepsini yedirir içirir, giydirir. İşte Kadir Gecesi de Hakk’ın misafirlerinden biridir. Onun ziyafeti bütün dünya halkına yeter. Mahlukatın tümü Allah’ın misafiri ve kullarıdır. Onun keremi onlara yetmez mi, cömertliği onlara kafi gelmez mi?
Kadir Gecesi, nurlu, feyizli, ışıklı bir gecedir. Ondan gönüllerimize yayılan ışık, Kur’an’ın ışığıdır. “Bu ışık, yüce Allah’ın Kuran’ındaki ışığıdır. Bütün Kadir gecesi boyu yeryüzü ile yücelerin yücesi arasında mekik dokuyan meleklerin ve Cebrail’in ışıklarıdır. Varlık alemine ve varlık aleminde gezinen ruhlara yayılan esenlik merheminin ışıklarıdır, nurudur.”